20.yy'da bilim adına yaşanan en büyük dervrimlerden biri olan Kuantum Fiziği, ortaya koyduğu günlük deneyimlerimizle uyuşmayan olasılıklara dayalı bir evren portresiyle kafa karıştırıyor. Kuramın ilk yapı taşlarını kendisi inşa etmesine rağmen Einstein dahi kuantum fiziğine bir türlü ısınamamış ve "Tanrı zar atmaz" diyerek fikrini belirtmiştir.
Atom ve atom altı parçacıklar ölçeğinde etkileri gözlenen kuantum fiziğinin matematiksek yorumlanmasının yanında bir de çeşitli felsefik yorumları bulunuyor: Parçacıkların aynı anda farklı yerlerde bulunması, dalga fonksiyonunun çökmesi, paralel evrenler gibi...Bir de bunların yanında popüler kültürde günümüzde sıkça rastladığımız metafizik yorumlar var ki(Kuantum benlik, kuantum düşünce vs vs...), bunlar kuramın matematiksel özünü anlamadan popülist yaklaşımlarla oluşturulmuş fikirlerden ibaret.. Bunlara hiç girmeyelim..
The Reference Frame blogunda fizikçi Luboš Motl, kuramın matematiksel önermelerinden yararlanılarak oluşturulan kavramsal yorumlamalara karşı güzel bir yazı yayınladı. Motl, Kuantum Fiziği'nin altında derin anlamlar aramanın nafile olduğunu, kuramın matematiksel olasılık temelli yaklaşımının gerçek evreni fazlasıyla betimlediğini iddia ediyor. Aşağıdaki bağlantıdan yazıya erişebilirsiniz:
Anti-quantum Zeal - The Reference Frame
Kuantum Fiziği'nin kavranmasının neden bu kadar güç olduğuna dair bir yazı da zamanında Physics and Physicist blogunda yayınlanmıştı, ona da göz atabilirsiniz:
Why is Quantum Mechanics so Difficult - Physics and Physicists
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder